Gelir ve Servette Eşitsizlik

Anasayfa / Bültenler

“Büyüyen eşitsizlik sorunu tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en temel mesele haline geldi. Bir yanda kendi ömürleri içerisinde harcayamayacakları kadar büyük servete ve gelire sahip bir avuç milyarder, diğer yanda ise temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak açlıkla boğuşan milyarlar.”

Bültenimizin beşinci sayısında gelir ve servet kategorisinde bölgesel ölçekteki eşitsizliğe odaklandık.

Bu incelemeyi yaparken TÜİK tarafından yapılan “İllerde Yaşam Endeksi, 2015” çalışmasında gelir ve servet kategorisinde kullanılan üç göstergeyi esas alarak bu göstergelerin güncel versiyonlarını kullandık.

Bu göstergeler;

  • Kişi Başına Düşen Tasarruf Mevduatı
  • Orta ve Üstü Gelir Grubundaki Hanelerin Oranı
  • Temel İhtiyaçlarını Karşılayamadığını Beyan Eden Hanelerin Oranı

Türkiye ortalamasında kişi başına düşen tasarruf mevduatı 11.666 lira.

Eşitsizlik Bölgesi’nde yer alan 16 ilin tamamı tasarruf mevduatlarında Türkiye’nin en düşük 27 ilinde yer alıyor.

Eşitsizlik Bölgesi’ndeki illeri oluşturan grupta kişi başına düşen tasarruf mevduatı ortalaması 2.726 lira iken Türkiye’nin diğer 65 ilini oluşturan grupta kişi başı tasarruf mevduatı ortalaması 12.911 lira.

Türkiye’nin mevduat ortalamasını büyük ölçüde etkileyen İstanbul hariç tutulduğunda bile Eşitsizlik Bölgesi dışındaki 64 ilin kişi başı tasarruf mevduatı ortalaması 10.429 lira ile Eşitsizlik Bölgesi’nin yaklaşık 4 katına denk geliyor.

Orta ve üstü gelir grubundaki hanelerin oranında Türkiye ortalaması incelendiğinde bu düzeydeki hanelerin oranı yüzde 34,4 olarak karşımıza çıkıyor.

Orta ve üstü gelir grubunda bulunan hanelerin oranın en düşük olduğu 15 ilden 11’i Eşitsizlik Bölgesi’ illerden oluşuyor.

Eşitsizlik Bölgesi’nde yer alan iller için orta ve üstü gelir grubundaki hanelerin ortalama oranı yüzde 24,7 iken diğer iller için ortalama oran yüzde 36,8.

Türkiye’de ortalama olarak bu beyanı veren hane oranı yüzde 51 olarak karşımıza çıkıyor.

Eşitsizlik Bölgesi’ndeki illerin tamamı temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını beyan eden hanelerin oranının en yüksek olduğu iller içerisinde.

Eşitsizlik Bölgesi’nde gösterge temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını beyan eden hanelerin ortalaması yüzde 67,3 iken kalan diğer illerde bu oran ortalama olarak yüzde 46,9.

Temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını beyan eden hanelerin oranları dikkate alındığı zaman Eşitsizlik Bölgesi’nde yer alan illerin net bir şekilde yüksek oranla ile diğer illerden ayrıştığı gözlemleniyor.

Gelir ve Servet Eşitsizliği

Haluk Levent yazdı.

Büyüyen eşitsizlik sorunu tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en temel mesele haline geldi. Bir yanda kendi ömürleri içerisinde harcayamayacakları kadar büyük servete ve gelire sahip bir avuç milyarder, diğer yanda ise temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak açlıkla boğuşan milyarlar. Kapitalizmin uzun dönemde sürdürülebilirliğini bile tehdit eden bu vahşi eşitsizlik o kadar göze battı ki artık Dünya BankasıIMF gibi kurumlar bile bu sorunu görmezlikten gelmiyorlar. Milyarderlerin bir bölümü servet vergisini kastederek hükümetlerine “bizi vergilendirin” talebinde bulunuyor, bir bölümü ise servetlerinden ailelerinin ihtiyaçlarını kuşaklar boyunca karşılayabilecek küçük bir miktarı ayırarak geri kalanı çeşitli vakıflara dağıtmayı tercih ediyor ve diğer milyarderlere de aynı yolu takip etmeleri gerektiğini söylüyor.

Belki de bu soruyu “nasıl milyarder olunur sorusuyla birlikte ele alarak başlamak uygun. Netflix’in “Explained” isimli 15 dakikalık kısa belgesel dizisinin bir bölümü milyarderlere ayrılmıştı ve bir dolar milyarderine bu soruyu sordular. Yanıt oldukça öğreticiydi: “Çalışarak milyarder olunmaz; milyarder olmak için öncelikle 200 – 300 milyon dolarınızın olması gerekir. Öğretici çünkü, ilk planda 200 – 300 milyon dolar seviyesinden herhangi bir üretici faaliyette bulunmaksızın salt finansal danışmanların yardımıyla 6-7 yıl gibi kısa bir sürede milyarder olunabiliyor. İkincisi, eğer başlangıç için bu miktara sahip değilseniz hiç hayal görmeyin, büyük propagandanın aksine, çalışarak zaten çok zengin olunmaz. Net olan şey şu, eşitsizliklerin kaynağı sınıfsal ve sınıfsal bakışın dışında meselenin bireysel ve çeşitli statüler çerçevesinde ele alınması bize bazı bilgiler verir ama sorunun esasını anlamak için yetersiz kalır.

Yazının devamını okumak için tıklayın…